Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB), 13 Ocak’ta gerçekleştirilen iş bırakma eylemine katılan eğitim emekçilerine uyarı yazısı göndermesine Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) sert tepki gösterdi. Sendika, eğitim emekçilerinin sendikal haklarının anayasal ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alındığını vurgulayarak, MEB’in uyarı yazısını “sendikal hak ve özgürlüklere açık bir müdahale” olarak nitelendirdi.
Eğitim-Sen tarafından yapılan açıklamada, kamu çalışanlarının sendikal haklarının Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve anayasa ile güvence altında olduğu hatırlatıldı. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“MEB ve siyasi iktidar şunu çok iyi bilmelidir: Sendikal haklarımız, uluslararası sözleşmeler ve anayasa ile güvence altındadır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS), Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 87 ve 98 sayılı sözleşmeleri, Birleşmiş Milletler Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi, Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı ve Anayasamızın 90. maddesi sendikal haklarımızı açıkça tanımakta ve güvence altına almaktadır. Türkiye’nin taraf olduğu bu sözleşmelere göre kamu emekçilerinin iş bırakma hakkı vardır ve bu hakkı engellemek hukuksuzdur.”
Eğitim-Sen, MEB’in iş bırakma eylemine katılan öğretmenlere yönelik disiplin süreçlerini başlatmasını ve uyarı yazısı göndermesini anayasa ihlali olarak değerlendirdi. Sendika, bu girişimin sendikal faaliyetlerden caydırma amacı taşıdığını ve hukuki olarak suç teşkil ettiğini belirtti.
MEB tarafından gönderilen yazıda, iş bırakma eyleminin “öğrencilerin eğitim hakkını engelleme” olarak tanımlandığı belirtilirken, Eğitim-Sen bu iddiaya da sert yanıt verdi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Öğrencilerin eğitim hakkını engelleyen eğitim emekçileri değil, bizzat MEB’in kendisidir. Öğrencileri Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) uygulamalarıyla ucuz iş gücü haline getirenler, devlet okullarına kaynak ayırmayıp özel okulları teşvik edenler, öğretmen açığını kapatmak yerine düşük ücretli ve güvencesiz sözleşmeli öğretmen istihdamını sürdürenler, okulları tasarruf politikaları doğrultusunda temizlik personelinden yoksun bırakanlar, mülakatla öğretmen alarak liyakati yok edenler, asıl eğitim öğretim hakkını engelleme suçunu işlemektedir.”
Eğitim-Sen, eğitim emekçilerinin düşük maaşlar, güvencesiz çalışma koşulları ve eğitim sistemindeki piyasa odaklı dönüşüme karşı mücadele ettiğini hatırlatarak, MEB’in bu sorunları çözmek yerine sendikal mücadeleyi hedef almasını kabul edilemez olarak değerlendirdi.
13 Ocak’ta Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Birleşik Kamu İşgörenleri Sendikaları Konfederasyonu (BİRLEŞİK KAMU-İŞ), Hürriyetçi Sendikalar Konfederasyonu (HÜR-SEN), Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikaları Konfederasyonu (BASK) ve Askeri İş Yerlerinde Görevli Kamu Çalışanları Sendikası (ASİM-SEN) öncülüğünde ülke genelinde iş bırakma eylemi gerçekleştirilmişti. Eylemin ana nedeni, kamu emekçilerine yapılan maaş zamlarının yetersizliği ve eğitimdeki yapısal sorunlara karşı tepkilerini göstermekti.
Eylemin ardından MEB tarafından iş bırakma eylemine katılan öğretmenlere uyarı yazısı gönderilmiş, bu yazıda sendikal eylemin “öğrencilerin eğitim hakkını engelleme” olarak nitelendirilerek disiplin süreçlerinin başlatılabileceği ifade edilmişti. Eğitim-Sen ise bu yaklaşımı “sendikal haklara müdahale” olarak tanımlayarak, bu tür baskıların hukuki ve meşru sendikal mücadeleyi engelleyemeyeceğini belirtti.
Eğitim-Sen Artvin Şube Başkanı Köksal Gümüş, yaptığı açıklamada MEB’in uyarı yazısına tepki göstererek şu ifadeleri kullandı:
“Bizler yıllardır düşük ücretler, güvencesiz çalıştırma politikaları ve eğitimdeki dincileştirme ile piyasalaştırma uygulamalarına karşı mücadele ediyoruz. MEB’in bu sorunları çözmek yerine bizleri haklı ve meşru bir sendikal eylem üzerinden tehdit etmesi kabul edilemez. Eğitim emekçileri öğrencilerin eğitim hakkını engellemiyor, tam aksine eğitimin daha nitelikli hale getirilmesi için mücadele ediyor. Eğitim sistemindeki sorunları görmezden gelip öğretmenleri hedef alan bu tutumu reddediyoruz.”
Eğitim-Sen, eğitim emekçilerine yönelik baskılara karşı hukuki mücadele başlatacağını ve sendikal hakların savunulmaya devam edileceğini vurguladı. Sendika, eğitimcilerin haklı taleplerini dile getirmek için mücadeleyi sürdüreceklerini ve baskılara boyun eğmeyeceklerini belirtti.