Tüm İslam âleminin Ramazan Bayramını tebrik eden Müftü Harmancı, “Bayramların bayram gibi neşeyle, huzurla, sevinçle ve coşkuyla geçmesini Rabbim’den niyaz ediyorum.” dedi.
Harmancı, “Gelişiyle hanelerimize, sokaklarımıza, çarşımıza, pazarımıza, beldemize, bölgemize, dünyamıza ve gönül dünyamıza rahmet, bereket ve huzuru yaşatan, zihin ve gönül dünyamızı, bağışlanma, arınma ve takva ile süsleyen ayrılışıyla da hüzünlü olduğumuz kutlu misafirimiz Ramazanın ardından barış, kardeşlik ve sevgi iklimi bayrama giriyoruz.” şeklinde konuştu.
Bayramların, vatandaşları fıtratıyla buluşturan, hayatın sekinet ve huzur bulduğu, sevgi ve kardeşlik bağlarının güçlendiği, birlik, beraberlik, paylaşma, dayanışmanın olduğu müstesna zaman dilimleri olduğunu kaydeden Harmancı, “Fakat maalesef bugün acının, hüznün ve gözyaşının hakim olduğu dünyamızda ve gönül coğrafyamızda iman ve İslam kardeşliğimizin en önemli tezahürlerinden olan bayramlarımız, bayram gibi yaşanamamakta, buruk bir sevince dönüşmektedir. Oysa bayramlar; dil, ırk, renk, kültür, ülke ve coğrafyaları farklı; imanları, gönülleri ve duaları bir milyonlarca Müslüman kardeşimizle aynı hissiyatı ve sevinci yaşamamıza vesile olmalıdır.
Zira bayramlar, hep beraber sevince dönüşürse hakiki manada bayram olur. Başta Doğu Türkistan ve Gazze olmak üzere dünyanın birçok yerinde zulme maruz kalan kardeşlerimiz huzura kavuştuğunda, bayramlar bayram olacaktır. Bu itibarla, öncelikle kardeşlerimize maddi ve manevi desteklerimizi sürdürmeye devam edelim, dualarımızda mutlaka yer verelim, Rahmet-i Rahmana tevdi ettiğimiz geçmişlerimizi de rahmetle yâd edip onlara hayır duada bulunalım.” ifadelerini kullandı.
“Bayram yapamayan kardeşlerimizin bayramı olmaya çalışalım”
Vatandaşların; anne-babaları, aile büyüklerini, akraba ve komşuları bayramda ziyaret etmelerini, ziyaret imkanı yoksa telefonla arayarak onlarla iletişim kurmalarını böylelikle birbirleri arasındaki gönül köprülerini güçlendirmelerinin önemine değinen Harmancı, şunları söyledi:
“Özellikle bu günlerde, bayram yapamayan kardeşlerimizin bayramı olmaya çalışalım. Sevgiye, merhamete muhtaç; yetim, öksüz, garip gurebanın ve kimsesizlerin kimsesi olmaya çalışalım. Hastanelerdeki hastalara ve vazifeleri gereği görev başında olan çalışanlarımıza bayram sevincini taşıyalım. Aramızdaki kırgınlıkları ve küslükleri bitirelim. Çocuklarımızın bayramla ilgili zihinlerinde güzel hatıralar bırakacak davranışlarda, hediyelerde bulunalım.
En önemlisi de, Ramazan’da elde ettiğimiz bütün kazanımlarımızı ve güzellikleri Ramazan sonrasına da taşıyarak bu konudaki istikrarımızı koruyalım. Hayatımızın tüm anını Ramazan gibi şekillendirmenin gayretinde olalım. Olalım ki, ahiretimiz de bayram olsun akıbetimiz de bayram olsun. Bu duygu ve düşüncelerle, başta Artvinli hemşehrilerimiz ve milletimiz olmak üzere tüm İslam aleminin Ramazan bayramlarını tebrik ediyor, bayramların bayram gibi neşeyle, huzurla, sevinçle ve coşkuyla geçmesini Rabbim’den niyaz ediyorum. Alvarlı Efe Hz.’nin de dediği gibi “Hüzn ü keder def' ola, Dilde hicâb ref' ola, Cümle günâh af ola, Bayrâm o bayrâm ola”.”