“205 Bin Aile Özel Sektöre Mahkum Edildi”
“205 Bin Aile Özel Sektöre Mahkum Edildi”
İçeriği Görüntüle

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu'na (DİSK) bağlı Genel-İş Sendikası Artvin-Rize-Ardahan Şube Başkanı Selim Bilgin, son dönemde yeniden gündeme gelen barış ve demokratik çözüm sürecine dair önemli açıklamalarda bulundu. Bilgin, savaşın ve şiddetin en büyük bedelini işçi sınıfının ödediğini vurgulayarak, gerçek bir toplumsal barışın ancak adaletin ve demokrasinin tesis edilmesiyle mümkün olabileceğini ifade etti.

İşçi sınıfının tarih boyunca savaşa değil barışa omuz verdiğini belirten Bilgin, tüm dünyada sendikaların barışı ve kardeşliği savunduğuna dikkat çekti. “Çünkü savaşların, çatışmaların, terörün ve şiddetin bedelini en fazla işçi sınıfı öder. Silah tüccarlarının ve emperyalistlerin kazandıklarının bedeli, işçilerin canıyla, kanıyla ve ürettikleri değerlerle ödenir” diyen Bilgin, işçilerin çıkarlarının ve ahlaki sorumluluklarının barışı savunmayı gerektirdiğini kaydetti.

Türkiye'nin bir süredir “Terörsüz Türkiye” adı altında yürütülen ve devlet politikası olarak tanımlanan bir süreçten geçtiğine işaret eden Bilgin, silahların bırakıldığı, sorunların parlamento zemininde konuşulacağı ve Kürt sorununa dair taleplerin demokratik araçlarla dile getirileceği bir dönemin kapıda olduğuna dair değerlendirmeleri umutla takip ettiklerini belirtti.

DİSK olarak yıllardır savundukları demokrasiyi, adaleti ve barışı esas alan bir çözümün tüm halkın ve ülkenin yararına olduğunun altını çizen Bilgin, bu sürece aklı ve vicdanı yerinde hiçbir yurttaşın karşı çıkmayacağını dile getirdi. Ancak geçmişte yaşanan barış umutlarının yarım kalması nedeniyle toplumun umudunun tükenmemesi için bu kez azami dikkat gösterilmesi gerektiğine vurgu yaptı.

Demokrasinin barışın, barışın da demokrasinin vazgeçilmezi olduğunu söyleyen Bilgin, gerçek bir barışın ancak demokratik bir ortamda filizlenebileceğini ifade etti. Seçme ve seçilme hakkına saygı duyulmayan, sandıkla gelenin sandıkla gitmediği bir düzende demokrasiden söz edilemeyeceğini belirten Bilgin, egemenliğin kayıtsız şartsız milletin olmasının önemine dikkat çekti.

Barış sürecine dair atılacak her adımın, toplumsal kesimlerin katılımını önceleyen, karşılıklı güveni pekiştiren bir yaklaşımla ele alınması gerektiğini ifade eden Selim Bilgin, “Barışı hedefleyen her türlü girişim TBMM başta olmak üzere tüm temsil mekanizmaları üzerinden ilerlemelidir” dedi. Muhalif görüşlere düşman gözüyle bakan, farklı düşünceleri bastıran zihniyetin değişmesi gerektiğini belirten Bilgin, gerçek bir toplumsal barışın bu anlayışla mümkün olabileceğini söyledi.

Demokratik, laik ve sosyal bir cumhuriyette eşit yurttaşlık temelinde yaşamanın, barışın en güçlü sigortası olduğunu belirten Bilgin, yalnızca Kürt sorununun değil, Türkiye'nin tüm sorunlarının çözüm anahtarının bu anlayışta yattığını söyledi. “Demokratik ve sosyal hakların geliştirildiği, çoğulculuğa saygı gösterilen, herkesin kendisini Türkiye Cumhuriyeti’nin eşit yurttaşı olarak gördüğü ve bu eşitliğin nimetlerinden ekonomik, sosyal, siyasal ve demokratik alanlarda adil olarak yararlandığı bir düzenin inşası gerekmektedir” dedi.

Bilgin açıklamasında, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün “Barış istiyorsanız adalet ekin” ilkesini hatırlatarak, barış için adaletin ve demokrasinin şart olduğunu bir kez daha vurguladı. Gerçek bir toplumsal barış için sadece silahların susmasının yetmeyeceğini dile getiren Bilgin, eşitlik, özgürlük ve adalet ilkelerinin hayatın her alanında hakim olması gerektiğini belirtti. İş güvencesi, sendikal haklar, toplu pazarlık süreçleri ve örgütlenme özgürlüğü gibi temel hakların güvence altına alındığı demokratik bir ortamın, kalıcı barışın zemini olacağını söyledi.

Barışın, aynı zamanda emekçilerin insanca yaşadığı, üretilen değerin hakça paylaşıldığı bir toplumsal düzen anlamına geldiğini ifade eden Bilgin, “Bu anlayışla, DİSK olarak bizler, emeğin onurunu ve halkların kardeşliğini savunmaya, adalet ve barış için mücadelemizi büyütmeye; eşit yurttaşların demokratik cumhuriyetinde, hukuk devletinin güvencesinde bir arada kardeşçe yaşamak için örgütlenmeye ve mücadeleye devam edeceğiz” diyerek sözlerini tamamladı.

Muhabir: Ali Eray ÇELİK