Bakır işlemeciliği kursuna giden kadınlar burada bir yandan meslek öğrenip gelir elde ederken bir yandan da stres atıyor ve vakit geçiriyorlar.
Rus işgali altında iken 1880'li yıllarda bakır madeni yataklarının keşfedilmesinin ardından 1901 yılında işletmeye alınan Murgul'daki bakır madeni 100 yılı aşkın süredir bölge halkının geçim ve uğraş kaynağı olmaya devam ediyor.
Yöre insanın çalıştığı maden ocaklarından çıkartılan bakır ülke ekonomisine katkı sağlarken, bölgede yaşayan kadınlar da bakırdan yapılan ürünleri geleneksel ve yerel motiflerle süsleyerek sanatsal ürünlere dönüştürüyor.
Halk Eğitim Merkezinin açtığı kurslara katılarak bakır işlemeciliğini öğrenen kadınlar usta öğreticilerin gözetiminde tabak, tencere, kazan, ibrik ve fincan gibi farklı ürünleri motiflerle süsleyerek ekonomik değeri daha yüksek ürünler haline getiriyor.
Kadınların Murgul'da çıkartılan bakırdan elde ettikleri bakır tozundan yaptıkları tablalar ise ilgi görüyor.
Usta öğretici Zehra Kadıoğlu, geçmişte hobi olarak başladığı bakır işlemeciliğini meslek edinerek usta öğretici olduğunu ifade etti.
Bakır şehri olan Murgul'da bakır işlemeciliğinin Türkiye'de ki diğer illerle yarışabilir noktaya gelmesi gerektiğini savunan Kadıoğlu, "Kursta bakır işlemeciliğiyle ilgili hemen hemen her şeyi yapıyoruz. Eski ve yeni bakır eşyaların üzerine işlemeler yapıyoruz. Bakırı toza dönüştürüp, elde ettiğimiz bakır tozundan tablolar yapıyoruz. Bakırdan takı kolyelerde yapacağız. Toprağımızdan çıkarın bakırın taşını, tozunu her şeyini değerlendirmeye çalışıyoruz" şeklinde konuştu.
Sipariş üzerine özel tasarım ürün yaptıklarını da kaydeden Kadıoğlu, burada emek veren kursiyerlerin hem meslek öğrendiğini hem de yaptıkları ürünleri satarak kendine gelir elde ettiğini kaydetti.
Dört yıldır bakır işlemeciliği kursiyeri olduğunu kaydeden Hatun Sarı, bakır işlemesini çok sevdiğini ve bu alanda kendini sürekli geliştirdiğini ifade etti.
Yaptığı ürünleri bazen satarak, bazen hediye ederek, bazen de kendi evinde değerlendirdiğini anlatan Kadıoğlu, "Günümüze kursta geçiriyoruz. Çok güzel ürünler yaptık. Çocuklarımın resmini işledim bakıra. Bakırın başkentini Murgul diye biliriz. İnşallah bakır üzerine ilçemizde atölyeler açılır. Biz kadınlara yeni istihdam alanları sağlanır. Kendimi geliştirip usta öğretici ve usta olmak istiyorum" dedi.
Aslen Aydınlı olmasına rağmen eşinin işi gereği Murgul'da yaşayan Fadime Sevilgen de bu kursların kendilerine hem ruhen hem fiziki olarak katkısı olduğunu ifade etti.
Bu kursun kendisi için bir uğraş ve sosyal aktivite olduğuna değinen Sevilgen, "Murgul'u coğrafya derslerinden bakır madeniyle biliyorduk. Gelip görmekte mutluluk verdi. Bakırı hem yerinde görüyoruz hem de bura işiyoruz. Bu kursta dedelerimizden ninelerimizden kalan eski bakır kaplara da işlemler yapıyoruz onları kullanılır hale getiriyoruz" diye konuştu.
Kursiyerlerden Samiye Eraydın da çalışmalarının genellikle görsel ağırlıklı olduğunu ifade ederek, "Anneanne olmuş bir kadınım. Öğrenmenin yaşı yok. Amacım öğrenmek ve öğretmek. Yapalım satalım, evimize katkımız olsun diye bu işle uğraşıyorum" ifadelerini kullandı.
Kursiyerlerden Neşe Toplu da bakır madeniyle ders kitaplarına konu olmuş maden şehri olan Murgul'da bu sektörün yaygınlaşmasını istediklerini ifade ederek, "Doğma büyüme Murgullu'yum. 53 yaşındayım ben bu kurs sayesinde bu bakıra dokundum. Bu kursta hem zaman geçiriyorum. Hem de meslek öğreniyorum." dedi.
Ayşe ÖZDER