Ali Rıza Özgenç, emekli olması ile birlikte çocukluk yıllarından itibaren sanata olan ilgisini gün yüzüne çıkarmaya devam ediyor.
Emekli olduktan sonra sanatla ilgilenmeye başlayan Ali Rıza Özgenç, çocukluk yıllarından itibaren sanata ilgi duyduğunu emekli olmadan önce de tabelacılık işi ile uğraştığını söyledi.
Atıl durumdaki ağaçları ve ahşapları değerlendirerek atölyesinde sanat eserine dönüştüren Özgenç, ağaçların doğallığını bozmadan tasarımlar ortaya çıkardığını kaydetti. Teknikler eşliğinde atıl durumda bulunan ağaçları hayal gücünü de kullanarak yeniden kullanıma uygun hale getiren Özgenç, ağaçları ve ahşapları tablo ve süs eşyası gibi sanatsal eserlere dönüştürerek yeniden hayat bulmalarını sağlıyor.
Çürümeye yüz tutmuş ahşapları da değerlendirdiğini söyleyen Özgenç, “Burada kullandığımız ahşapların en genci kırk yaşında yani burada atıl durumdaki ağaçları, ahşapları değerlendiriyoruz. Çürümeye yüz tutmuş ahşapları değerlendiriyoruz. Çünkü tüketim topluluğundayız tükettikçe de dünyayı tüketiyoruz. Atıl durumdaki tüm malzemeleri böyle iki yüz yıl daha yaşayacak duruma getiriyorum. Hem görsellik açısından hem de tüketim değil üretimi düşünerek hareket ediyoruz” dedi.
“Dünya’da Tükettiğimiz Hiçbir Şey Atıl Değildir”
Ortaya çıkardığı ürünlerin boyutuna göre yapım süresinin değiştiğini söyleyen Özgenç, “Baya yorucu bir işlem 2-3 ayımı alıyor bir ürünü ortaya çıkarmak. Buda boyutlarına göre değişiyor. Hiç gözükmeyen detaylar var burada. İsterim bu işlere gönül veren insanlarımız olsa. Çünkü çevre bilinci ile ilgilide insanlar bilinçlenir. En azından her gördüklerini atmazlar çünkü dünyada tükettiğimiz hiçbir şey atıl değil. Hepsi değerlendirilmelidir” şeklinde konuştu.
Sanatın, insanların araştırmacı duygularını gün yüzüne çıkardığını vurgulayarak “Yaşım 70’e geldi, 70’den sonra çok şeyler öğrendim. Demek ki sanatın insanlara öğretici yönü olduğunu da düşünüyorum. İnsanı geliştiriyor çünkü araştırıyorsunuz araştırmak zorunda kalıyorsunuz çünkü hevesle yapıyorsunuz bu işi. İşin özü şu ben bu işi yaparken asla ticari olarak düşünmedim halen düşünmüyorum. Ticari mantık ile düşünsem sanata hile katarız. Sanata hile kattığınız zaman sanat olmaktan çıkacağını düşünüyorum. Ben resimlere bakarken temiz çevre, doğa, güvenli gıda tüketimi, mütevazi hayatın nasıl olması gerektiği, insanlara katkısı bunların hepsini düşünüyorsunuz. Her geçen gün dünyamızı kendi ellerimiz ile tüketiyoruz. Dünyanın sonunu getiriyoruz ama bu tür yaklaşımlar lokal de olsa mutlaka bir faydası olacağını düşünüyorum” ifadelerine yer verdi.