Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Firdevs Aksoy, aşılanmanın, önlenebilir hastalıklar açısından çok önemli olduğunu söyledi.
Özellikle belirli risk gruplarının aşılanmasını çok daha önemsediklerini vurgulayan Aksoy, "Çünkü aşılanmadıkları zaman bu kişilerin hastalanmalarının dışında, toplum sağlığını da tehdit edebilir bir durum yaşanabiliyor. O yüzden aşıyla önlenebilir hastalıklarla ilgili tüm hekimler çok daha uyanık durumda olmak zorundalar." diye konuştu.
Aksoy, enfeksiyon hastalıkları uzmanları olarak konuyu çok önemsediklerine dikkati çekerek, "Önlenebilir bir hastalıktan dolayı bize geldiklerinde üzülüyoruz, bu hastalar bazen tedavi de edilemiyorlar. Geç gelebiliyorlar, geç geldikleri zaman tedavi bile olsalar birçok hastada kalıcı sekeller ortaya çıkabiliyor." ifadelerini kullandı.
"Aşıyla korunması gereken kişilerde aşıları şiddetle öneriyoruz"
Uzuv kayıplarına kadar gidebilen durumların yaşanabildiğini anlatan Aksoy, "Keza biz son 1,5 ayda tetanostan, geçen hafta da çok genç bir hastamızı meningokoksik menenjitten kaybettik. Bu kişilerin aşıyla korunabilir hastalıktan ölmeleri bizi çok daha fazla üzen durum oldu. O yüzden aşıyla önlenebilir hastalıklarda yapılabilecek tüm aşıları ısrarla öneriyoruz. Yapılması gerektiğini söylüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Dr. Öğretim Üyesi Aksoy, erişkinler için konunun önem arz ettiğine işaret ederek, şunları kaydetti:
"Çocuklarda da çok önemli. Erişkinlerde de artık çok daha önemli çünkü yaş almak uzuyor. Altta yatan hastalıkları, aldıkları tedavilerden dolayı yine bazı aşıyla korunulabilen hastalıklara yatkınlıkları artıyor. Tedavi edilebilir kanserlerde kullanılan ilaçlar, birçok hastalıkta bağışıklığı zayıflatan ilaçlar yine aşıyla korunabilir hastalıklara yatkınlığı artırıyor. O yüzden aşılama erişkin yaş grubunda da çok daha önemli bir duruma geldi. Biz de bu yüzden aşıyla korunması gereken kişilerde aşıları şiddetle öneriyoruz."
"Özellikle 65 yaş üstündeki tüm erişkinlere pnömokok aşısını öneriyoruz"
Erişkinler için çocuklarda olduğu gibi belirli tarih aralıklarında önerilen aşı takvimi olmadığını belirten Aksoy, "Bununla ilgili çalışmalar devam ediyor. Özellikle 65 yaş üstündeki tüm erişkinlere pnömokok aşısını öneriyoruz. Şu an influenza çok yaygın, influenzadan hastanede yatışlar arttı. Bu aşıyı 65 yaş üstüne rutin öneriyoruz." dedi.
Aksoy, 65 yaşın altındaki erişkinlerde de risk durumuna göre, her aşının farklı risk değerlendirmesi olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu hastalarda risk durumuna göre gittikleri her hekim tarafından ayrıntılı değerlendirilerek aşıları öneriliyor. Kimi influenza ve pnömokok açısından riskli durumda olabiliyor. Mesela ilk nakli yapılacak olan hastalarda kızamık da dahil bir sürü aşıyı önerebiliyoruz. O altta yatan risk grubuna göre değişkenlik gösterebiliyor ama 65 yaş üstü hastalara rutin pnömokok aşısını hatta 50 yaş üstüne artık zona ve influenza aşısını öneriyoruz. "
Aşı reddinin toplum sağlığını da etkilediğinin altını çizen Aksoy, "Geçen hafta 33 yaşında bir hastamızın meningokoksik menenjit denilen hastalıktan kaybedilmesi bizi çok üzdü. Hastamız umreye giderken aşı önerilmesine rağmen yakınlarından aşısını kendisinin gönüllü olarak yaptırmadığını öğrendik." diye konuştu.
Aksoy, konuşamayacak vaziyette hastaneye başvuran bu kişinin hemen entübe edildiğini anlatarak, şu değerlendirmede bulundu:
"Aşıyı yaptırmaması hastamız için çok üzücü bir sonuç oldu. Bu hastamızın seyahat ettiği grup, uçaktaki tüm yolcular da bu hastalık açısından risk altına girmiş oldu. Dolayısıyla aşıyla önlenebilir hastalıklarda kendimizi korumak şu an için gönüllülük esasına dayalı belki ama kendimizi attığımız riskin dışında etrafımızda birlikte yaşadığımız insanları, iletişimde olduğumuz toplumu da risk altına soktuğumuzu unutmayarak sorumluluğumuzu yerine getirmemiz gerektiğini belirtmek istiyorum."