Milyonlarca çalışan, 2026 yılı asgari ücret zammı sürecinin başlamasını merakla bekliyor. Hükümet, işçi ve işveren temsilcileri, yeni maaşı belirlemek için Aralık ayında bir araya gelecek ve yaklaşık 7 milyon çalışanın merakla beklediği asgari ücretin 31 Aralık'a kadar netleşmesi bekleniyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın ev sahipliğinde yürütülecek süreçte, 15 kişiden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu bir dizi toplantı gerçekleştirecek ve yeni ücreti belirleyecek.
Komisyon, hükümet, işçi ve işveren taraflarının eşit temsil edildiği bir yapıya sahip. Hükümet tarafını 5 üye, işçi tarafını Türk-İş’in 5 üyesi ve işveren tarafını TİSK’in 5 üyesi oluşturuyor. Komisyonun ilk toplantısı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nda yapılacak ve alınacak kararlar oy çokluğuyla belirlenecek. Yeni asgari ücret, 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren yürürlüğe girecek.
2025 yılı itibarıyla uygulanan mevcut asgari ücret, net 22.104,67 TL ve brüt 26.005,50 TL olarak belirlenmiş durumda. İşveren için toplam maliyet ise 30.621,48 TL. Yeni rakam, sadece çalışanların maaşlarını etkilemekle kalmayacak; kıdem tazminatı tavanı, işsizlik ödeneği, askerlik ve doğum borçlanması gibi birçok kalemi de doğrudan etkileyecek.
2026 asgari ücret zammı için masaya yatırılacak veriler arasında Orta Vadeli Plan’daki enflasyon hedefleri, gerçekleşen enflasyon oranları ve olası refah payı artışları yer alıyor. Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan DİSK/Genel-İş Artvin-Rize-Ardahan Şube Başkanı Selim Bilgin, asgari ücretin mevcut ekonomik koşullar karşısında eridiğini belirterek hükümete çağrıda bulundu. Bilgin, “Asgari ücret belirleme komisyonu toplantıları başlıyor. Bugün geldiğimiz noktada asgari ücretin alım gücü 16 bin liraya kadar geriledi. Vergi adaletsizliği devam ettikçe, enflasyon bu hızla sürdükçe yapılan küçük oranlı artışlar çalışanların cebine nefes değil, yük olarak dönüyor. Ücretlerdeki artışlar enflasyon karşısında hızla eriyor, çalışanlar her geçen gün daha da yoksullaşıyor. Geçim artık zor, hesap kitap ortada. Milyonları ilgilendiren asıl gündem #geçimsıkıntısıdır. Bu gerçeği görmezden gelenler, ister istemez bu gerçekle yüzleşmek zorunda kalacaklardır” ifadelerini kullandı.
Bilgin, gelir dağılımındaki adaletsizliğe de dikkat çekerek, vergide adalet sağlanmadan ekonomik istikrarın ve toplumsal huzurun mümkün olmadığını vurguladı. “Artık çalışanların dayanacak gücü kalmadı. Vergi yükü her zaman emekçinin sırtında. Biz adaletli bir vergi sistemi istiyoruz. Çok kazanan çok, az kazanan az vergi ödemeli. Gelir dağılımında adalet sağlanmadan ne ekonomik istikrar olur ne de toplumsal huzur. Asgari ücret, açlık sınırının değil, insanca yaşamın ölçütü olmalıdır. Komisyon, bu yıl milyonların sesine kulak vermelidir” dedi.
Hükümetin ücret politikasını gözden geçirmesi gerektiğini belirten Bilgin, her açıklanan zam oranının birkaç ay içinde eridiğine dikkat çekti. Market fiyatları, kiralar ve faturaların giderek arttığını belirten Bilgin, çalışanlar için geçimin artık matematik hesabına dönüştüğünü söyledi. “Asgari ücretin belirlenmesinde artık sadece rakam değil, adalet konuşulmalı. Emeğin değerini koruyan, enflasyonun önünde bir ücret talep ediyoruz. İş işten geçmeden duyun sesimizi” ifadeleriyle taleplerini dile getirdi.
Asgari ücret zammı süreci, milyonlarca çalışanın yaşam standartlarını doğrudan etkileyecek kritik bir dönemeç olarak görülüyor. Komisyonun toplantıları ve yapılacak açıklamalar, Türkiye genelinde işçilerin ve işverenlerin yakından takip ettiği bir süreç olmaya devam ediyor.