Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından açıklanan sınav takvimine göre, Yükseköğretim Kurumları Sınavı (2025-YKS), 21-22 Haziran 2025 tarihlerinde gerçekleştirilecek. Sınav tarihinin yaklaşmasıyla birlikte öğrenciler son hazırlıklarını sürdürürken, eğitimcilerden de dikkat çeken değerlendirmeler geliyor. Bu isimlerden biri de Artvin’de faaliyet gösteren Gelişim Yolu Akademi’nin kurum ortaklarından ve coğrafya öğretmeni Erdinç Yavuz oldu. Yavuz, öğrencilerin üniversite tercihindeki en büyük motivasyonunun “Artvin’den gitmek” olduğunu söyledi.
Artvinli öğrencilerin büyük çoğunluğunun, üniversite sınavına yalnızca akademik başarı ya da iyi bir kariyer hedefiyle değil, yaşadıkları şehirden uzaklaşmak için hazırlandığını vurgulayan Yavuz, “Yaşadığımız şehrin öyle bir özelliği var ki, öğrenci artık ‘üniversite hayatımı değiştirsin’ mantığı ile değil, ‘buradan bir şekilde çıkayım’ düşüncesiyle sınava hazırlanıyor. Öğrencilerin yüzde 70 ila 80’i Artvin’den kurtulmak amacıyla hareket ediyor. Tercih döneminde de genellikle ‘Artvin’den bir gidelim de bölüm çok önemli değil’ tarzında yaklaşımlar oluyor. Bir hedefe kitlenmiş, bilinçli bir şekilde üniversite ve bölüm tercihi yapan öğrenci sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor” ifadelerini kullandı.
Yıllardır eğitimcilik yapan Erdinç Yavuz, sınav sürecinde öğrencilerin en büyük probleminin sistemli çalışmayı bilmemeleri olduğunu belirtti. Yavuz’a göre, öğrenciler zekâ düzeyi açısından yeterli olmalarına rağmen, planlı çalışma alışkanlığına sahip olmadıkları için bu avantajlarını verimli kullanamıyor. Yavuz, “Bu çocuklar zeki ama çalışmadan olmuyor. Bu eksiklik de aslında ilköğretim temelinden kaynaklanıyor. Ne zaman çalışmaları gerektiğini, nasıl çalışmaları gerektiğini bilmiyorlar. Sürecin sonuna doğru da bu yönetememe durumu büyük bir tedirginliğe yol açıyor” dedi.
Velilerin çocuklarını özel kurslara ve özel derslere yönlendirdiğini hatırlatan Yavuz, bu yaklaşımın her zaman doğru sonuçlar vermediğini söyledi. Yavuz’a göre, sınav başarısı için bütün derslerin aynı anda ve dengeli biçimde yürütülmesi gerekiyor. Yavuz, “Veliler çocuklarını 1-2 dersten özel derse gönderiyor ama bu yöntem sınav başarısı getirmiyor. Çünkü bu bir bütün. Tüm derslerin aynı anda götürülmesi gerekiyor. Aksi takdirde öğrenci eksik kalıyor” dedi.
Sınava hazırlık sürecinin sadece öğrencinin sorumluluğunda olmadığını belirten Yavuz, bu sürece ailelerin ve öğretmenlerin de aktif şekilde katılması gerektiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Öğrenci sürecin merkezinde ama veli ve öğretmen iş birliği olmadan bu süreç sağlıklı yürümüyor. Biz zaman zaman ders anlatmayı bırakıp veli ile öğrenci arasındaki bağı kurmaya çalışıyoruz. Öğrenci burada duygularını anlatıyor ama evde ailesiyle paylaşmıyor. Bu paylaşım eksikliği, sorunları da beraberinde getiriyor.”
Öğrencilerin çoğunlukla kendi hayallerinin peşinde değil, ailelerinin beklentilerini yerine getirmeye çalıştığını söyleyen Yavuz, bu durumun öğrencilerde mutsuzluk ve umutsuzluk yarattığını ifade eden Yavuz şu ifadeleri kullandı:
“Çocuklara sık sık soruyorum: ‘Bu sizin hayaliniz mi, yoksa ailenizin mi?’ Çoğu zaman bu süreç öğrencinin hayali değil. Veliler kendi gerçekleştiremediği hayalleri çocuğa yüklüyor. Bu yük zamanla çocuğun kendi kapasitesini sorgulamasına, başarısızlık hissine ve sevmediği bir alanda mutsuz olmasına neden oluyor. Bu da onu sınavdan ve hayattan uzaklaştırıyor.”
Sınava hazırlık sürecinde öğrencilerin konu çalışmasının yanında bol bol soru çözmesi gerektiğini de hatırlatan Yavuz, geçmiş yıllarda çıkmış soruların önemine dikkat çekerek “Konu bazlı çalışmak bazen kaygıyı arttırıyor. Bu nedenle düzenli soru çözümü çok önemli. Yanlış yaptıkları soruları öğretmen yardımıyla yeniden çözmeleri gerekiyor. Ayrıca ÖSYM’nin sorularını çözmek başka hiçbir kaynakla karşılaştırılamaz. Ne deneme sınavları ne soru bankaları ÖSYM tarzını birebir yakalayamıyor. Bu da sınavda öğrencinin şok yaşamasına neden oluyor. Bildiği konularda bile yabancılık hissediyor. Bu yüzden son 3-4 yılın çıkmış sorularına mutlaka bakılmalı” ifadelerini kullandı.
Öğrencilere meslek seçiminde mutlaka mutlu olacakları alanlara yönelmeleri tavsiyesinde bulunan Yavuz, “Sevdiğin bir meslekten mutlaka bir şekilde geçimini sağlarsın. Ama en azından mutlu olursun. Paradan önce mutluluğu hedeflemek önemli” diyerek sözlerini noktaladı.