Arhavi Gösteri Merkezi’nde saat 13.00’te düzenlenen basın açıklamasında çevre örgütleri, Tosun’un ölümünün yalnızca bir gazeteciye yönelik saldırı değil, aynı zamanda gerçeğe, özgür basına ve toplumun haber alma hakkına yönelik bir saldırı olduğunu vurguladı. Basın metnini çevre hareketinin önemli isimlerinden Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan okudu.
Karahan, Hakan Tosun’un doğa ve yaşam mücadelesindeki yerini anlatırken duygusal anlar yaşandı. “Burada çeşit çeşit toplantılar yapıldı. Kimi acı kimi tatlı günler yaşandı. Bomba ile katledilen canlarımızı da andık, doğamızı korurken katledilen canlarımızı da andık. En çok da doğamız, yaşam alanlarımız korunsun diye haykırdık. Bu kez çok değerli bir gazeteci, belgesel yapımcısı, çevre dostu, suyun ve toprağın, ormanın savunucusu kardeşimiz Hakan Tosun’un hunharca katledilmesini tel’in etmek ve manevi huzurunda sonsuzluğa uğurlamak için toplandık” sözleriyle konuşmasına başladı.
Hakan Tosun’un çevre aktivizmi ve belgesel çalışmalarıyla tanınan bir gazeteci olduğunu belirten Karahan, Tosun’un 2009 yılından itibaren belgesel yapımcılığına yöneldiğini, doğa, kent mücadelesi ve toplumsal direniş temalarına odaklanan bağımsız yapımlarıyla tanındığını ifade etti. Tosun’un “Çatılara Doğru”, “Tekel İşçileri”, “Büyük Anadolu Yürüyüşü”, “Dönüşüm” ve “Validebağ Direnişi” gibi belgesellerinin çevre mücadelesine büyük katkı sunduğunu söyleyen Karahan, “Cerattepe mücadelemizde de yanımızda oldu. Maden sahaları, çevreyi mahveden devasa baraj projeleri, orman tahribatı ve çevre yıkımı üzerine birçok belgesel film hazırladı. Bazı çevre yok edicisi büyük şirketlere karşı mahkeme süreçlerinde tanıklık etti. Çevre ve adalet onun tutkuyla bağlı olduğu iki hayati konuydu” dedi.
Açıklamada, Tosun’a yönelik saldırının detaylarına ilişkin soru işaretlerine de değinildi. Avukatının, saldırının nasıl gerçekleştiği ve sonrasında yaşananlara dair birçok bilinmeyen bulunduğuna dikkat çektiğini aktaran Karahan, “Sosyal medyaya yansıyan görüntüler ile şimdiye kadar oluşan ifadeler çelişkili. Acaba yine suçluların suçlu olmadığı, gerçek suçluların bir türlü bulunamayacağı bir süreç mi işliyor? Umarım yanılırız da bir kez daha hayal kırıklığı yaşamayız” ifadelerini kullandı.
Karahan, açıklamasının devamında çevre örgütleri, yaşam savunucuları ve adalet talep eden yurttaşlara seslenerek, bu olayın aydınlatılması için mücadele edeceklerini belirtti: “Bu çok acı olayla ilgili olarak kamuoyunun aklında cevaplanmamış tek bir soru kalmaması için tüm ekoloji örgütleri, yaşam savunucuları ve bu ülkede adalet isteyen yurtseverler olarak kararlı şekilde mücadele edeceğiz.”
Tosun’un ölümünden sonra organlarını bağışlayarak üç hastaya umut olduğunu hatırlatan Karahan, “Hakan bu dünyadan giderken bile organlarını bağışlayacak kadar insan dostu idi. Yaşamının bittiği yerde bile yeni yaşamlara yol açmayı seçti; organlarıyla hasta canlara can oldu. Sevgili Hakan Tosun; mekânın cennet, devrin daim olsun. Korumaya çalıştığın doğa, serinlediğin Anadolu rüzgarları seni sakınsın. Seni unutmayacağız” sözleriyle konuşmasını tamamladı.
Basın açıklamasında ayrıca Halkevleri adına konuşan Kamil Ustabaş, Hakan Tosun’un öldürülmesinin sermayeye bağlı çeteler ve mafya grupları tarafından gerçekleştirildiğini vurguladı. Ustabaş, Reşit Kibar’ın cenazesinde yaptığı konuşmayı hatırlatarak, “Bizler ölmek istemiyorsak, mücadelemizi zafere taşımak istiyorsak örgütlü, birleşik mücadelemizi daha fazla büyütmemiz gerekiyor. Reşit’i sermayenin çetesi öldürdü, dün Hakan’ı yine aynı sermaye gruplarına bağlı olduğu bilinmeyen çeteler öldürdü” dedi. Ustabaş, medyanın bazı kesimlerinin bu mücadeleyi karalamaya çalıştığını ifade ederek, “Hakan ise tam bu haberciliğin karşısında halka gerçeği taşıyan gerçek habercilik yaptığı için öldürüldü. Hakan’ın mücadelesi biz Arhavi’de maden karşısında yükselteceğiz, yaşam alanlarımızın talan edilmesine karşı yükselteceğiz” diye konuştu.