Kent merkezindeki eczanelerden edinilen bilgilere göre, her ay yaklaşık 1.500 ile 2.000 kişi reçetesiyle depresyon ilacı alıyor. Resmi olarak açıklanmamış olsa da bu rakam, şehirdeki tabloya dair çarpıcı bir fikir veriyor.
Artvin Devlet Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları (Psikiyatri) bölümünde ise iki uzman doktor görev yapıyor. E-Nabız üzerinden alınan verilere göre, en yakın randevu tarihi 8 gün sonrasına veriliyor. Bu durum, kentte ruh sağlığı hizmetlerine olan yoğun talebi gözler önüne seriyor.
Psikolog Ela Yaşar, Artvin’deki tabloyu değerlendirirken şunları söyledi:
“Bu tablo ilk bakışta şaşırtıcı gibi görünse de aslında insanların yaşadıkları ruhsal sıkıntıların bir yansıması. Depresyon, sadece mutsuzluk ya da keyifsizlik değildir. Kişinin yaşam enerjisinin düşmesi, hayattan zevk alamaması, umutsuzluk, uyku ve iştah düzensizlikleri, değersizlik duyguları, yoğun kaygılar ve bazen intihara dair düşüncelerle kendini gösteren ciddi bir ruhsal bozukluktur.”
Yaşar, Artvin’de depresyonun yaygın olmasının arkasındaki sebeplere de dikkat çekerek “Öncelikle göç meselesi çok önemli. Gençlerin eğitim ve iş için şehirden ayrılması, burada kalan aile bireylerinde yalnızlık duygusunu artırıyor. Sosyal çevrenin daralması ve en yakın kişilerden uzak kalmak, ruh sağlığını olumsuz etkileyen bir unsur. Bunun yanında ekonomik zorluklar da büyük bir yük oluşturuyor. İş imkanlarının sınırlı olması, geçim sıkıntıları ve geleceğe dair belirsizlikler, depresyonu tetikleyen önemli faktörlerden biri.” dedi.
Artvin’in doğal güzelliklerine rağmen sosyal hayatın kısıtlı olmasının da ruh sağlığı üzerinde etkisi olduğunu belirten Yaşar, “Şehirde sosyal alanlar ve aktiviteler oldukça sınırlı. Gençler ve yetişkinler çoğu zaman hep aynı şeyleri yapmak zorunda kalıyor, sürekli aynı yerlere gidip geliyorlar. Sosyal hayatın kısıtlı olması, yeni deneyimlere ve sosyal paylaşımlara yeterince fırsat vermiyor. Bu da insanın iç dünyasında durağanlık ve sıkışmışlık hissi yaratabiliyor. Çevremizin güzelliği bazen içimizdeki sıkıntıyı hafifletmeye yetmiyor; çünkü ruh sağlığı sadece doğa ile değil, insanın sosyal ilişkileri ve yaşamının çeşitliliğiyle de güçleniyor” dedi.
Ela Yaşar, Artvin’de yüksek ilaç kullanımının aslında insanların yardım aradığını gösterdiğini vurguladı ve şu ifadeleri kullandı:
“Bu arayışın sadece ilaçla sınırlı kalmaması gerekiyor. Konuşarak, paylaşarak ve profesyonel destek alarak bu sürecin çok daha sağlıklı yönetilebileceğini bilmek çok önemli. Depresyon tedavi edilebilir bir hastalıktır ve insanın yaşamını yeniden anlamlı hale getirmesi mümkündür. Burada en önemli mesaj şu: Yalnız değilsiniz, yaşadığınız duygular anlaşılabilir ve destek almak bir güçsüzlük değil, aksine yaşamı yeniden inşa etmenin en sağlıklı yoludur.”