Arhavi’de, hidroelektrik santralleri (HES) ve taş ocakları ile başlayan çevresel tartışmalar, şimdi de maden ocağı planlarıyla yeniden alevleniyor. 28 Temmuz Pazar günü, Arhavi Eski Camii meydanında düzenlenecek basın açıklaması ile bölge halkı, Çamlıca Çevre Platformu ve Pilarget Doğa ve Yaşam Platformu temsilcileri, madenler, dereler ve HES uygulamaları hakkında endişelerini dile getirecekler.
Basın açıklamasına, Çamlıca Çevre Platformu ve Pilarget Doğa ve Yaşam Platformu’nun yanı sıra Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu ve Reşat Dindar da katılacak.
Arhavi'de öncelikle HES ve taş ocağı projeleri gündeme gelmiş, ancak şimdi de bölge halkı yapılması planlanan maden ocağına karşı çıkıyor. Bu maden ocağı, 10 köyü içine alacak ve 1930,92 hektarlık bir alanı kapsayacak. Mehmet Cengiz'in sahibi olduğu Eti Bakır firması, 5 milyon TL bedelle maden arama ihalesini kazandı. İhale sonucunda firmanın arama yetkileri, 6 Ağustos 2024 tarihinden itibaren kesinlik kazanacak.
Bölge halkının doğal ve kültürel miraslarını koruma konusundaki kararlılığını gözler önüne seriyor. Arhavi'deki bu direniş, sadece bir çevre mücadelesi değil, aynı zamanda tarihi ve kültürel bir mirası koruma çabası olarak da büyük önem taşıyor.
Pilarget Köyü'nden Gani Erdoğan, tüm Arhavi halkını basın açıklamasına davet ederek şunları söyledi:
“Burası, Osmanlı-Rus Savaşları döneminde köylerini ve vatanlarını savunan insanların ata toprakları. Bizler, burada yaşayan insanlar olarak, o zamanlardan beri atalarımızdan miras kalan bu topraklarda yaşıyoruz.
Artvin coğrafyasının makus kaderi haline gelen HES projeleri ve maden sahaları, bölgede yaşayan insanların maalesef devlet eli ile kaderi oldu. Erzincan İliç, Artvin Cerattepe, Rize İkizdere, Kaz Dağları ve diğer örnekler hafızalarımızda tazeliğini koruyor. Halkın bu kadar itirazına rağmen devletin ısrarla halkını hiçe sayması, doğa harikası bu yerleri ranta teslim etmesi, insanın aklını ve mantığını zorluyor.”
Gani Erdoğan, konuşmasında bölge halkının kararlılığını vurgulayarak şunları ekledi: “Son olarak, bizler inatçı insanlarız. Laz milletinin tipik özelliği inatçı olmasıdır. Direneceğiz, birlik olacağız ve bu belayı hep birlikte defedeceğiz. Bizim topraklarımızda yaşanan bu tahribatı durdurmak için elimizden geleni yapacağız. Doğayı ve atalarımızdan miras kalan bu değerli toprakları korumak için mücadelemiz sürecek.”