ARDANUÇ

Ardanuç’ta Madenciliğe Karşı Sesler Yükseliyor

Ardanuç’ta düzenlenen “Tehlike Kapımızda” başlıklı panelde, bölgeyi tehdit eden siyanürle altın madeni çıkarma projeleri masaya yatırıldı.

Abone Ol

Etkinlikte, siyanürlü altın madenciliğinin çevresel, ekonomik ve toplumsal etkileri bilimsel veriler ışığında ele alındı. 16 Kasım Cumartesi günü Aşık Efkari Kültür Salonu’nda gerçekleştirilen panel, Ardanuç Derelerin Kardeşliği Platformu tarafından organize edildi ve bölge halkının yanı sıra çevrecilerin yoğun katılımıyla gerçekleşti.

Panelin ana teması, siyanürle altın madenciliğinin bölgenin doğal güzellikleri ve ekolojik dengesine vereceği zararlar oldu. Ardanuç Derelerin Kardeşliği Platformu adına açıklamalarda bulunan Elyesa Uygun, panelin amacını şu sözlerle açıkladı:

“Etkinlikte, doğayı ve insan sağlığını koruma adına bilimsel verilerle donatılmış bir farkındalık yaratmayı hedefledik. Siyanürle altın çıkarma projelerinin sadece doğamızı değil, bizi birbirimize bağlayan ekosistemi, su kaynaklarımızı ve tarım alanlarımızı da tehdit ettiğini anlatmaya çalıştık. Artvin halkı olarak atalarımızdan miras aldığımız bu eşsiz doğayı gelecek nesillere sağlıklı ve yaşanabilir bir şekilde devretmek zorundayız.”

Panelde, farklı alanlarda uzman üç önemli isim konuşmacı olarak yer aldı:

TMMOB eski yönetim kurulu üyesi ve yüksek metalürji mühendisi olan Cemalettin Küçük, siyanürle altın çıkarma yönteminin teknik boyutlarını anlatarak, bu yöntemin insan sağlığı ve çevre üzerindeki tehlikelerine dikkat çekti. Siyanürün su kaynaklarına karışması durumunda tüm ekosistemi tahrip edeceğini belirten Küçük, bu gibi projelerin uzun vadeli çevresel felaketlere yol açabileceğini vurguladı.

Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi öğretim üyesi olan Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu, madenciliğin ekosistem ve biyolojik çeşitlilik üzerindeki etkilerini ele aldı. Özellikle orman ekosistemlerinin ve bu ekosistemlerdeki canlıların madencilik faaliyetlerinden nasıl etkileneceğini detaylandıran Kurdoğlu, bu tür projelerin, bölgenin doğal yapısını geri dönüşü olmayan bir şekilde değiştirebileceğini ifade etti.

SOL Parti Artvin İl Başkanı olan Mahmut Zeytinci, bölge halkının sesi olarak yer aldı. Madencilik faaliyetlerinin yerel halk üzerindeki sosyoekonomik etkilerine değinen Zeytinci, halkın bu projelere karşı örgütlenmesi gerektiğini söyledi. “Bu mücadele sadece doğayı değil, yaşam alanlarımızı ve kültürel mirasımızı da savunmak için bir zorunluluktur” dedi.

Panelde, siyanürlü altın madenciliğinin çevreye olan zararları detaylı bir şekilde açıklandı. Siyanür, altın cevherinden altını ayrıştırmak için kullanılan çok güçlü bir kimyasal olarak biliniyor. Ancak bu kimyasalın su kaynaklarına karışması, balıklar ve diğer sucul canlılar başta olmak üzere tüm ekosistemi ciddi şekilde etkileyebiliyor. Bu kirlilik zinciri, doğrudan ya da dolaylı olarak insan sağlığını da tehdit ediyor.

Artvin gibi doğal güzellikleriyle öne çıkan bir bölgede bu tür projelerin gerçekleştirilmesi, halk arasında büyük bir endişe yaratıyor. Siyanürle madencilik faaliyetlerinin, tarım arazilerinden içme suyu kaynaklarına kadar birçok hayati unsuru tehlikeye atacağı dile getirildi.

Elyesa Uygun, panelde yaptığı konuşmada, siyanürle altın madenciliğine karşı verilen mücadelenin siyasi ya da bireysel çıkarlara indirgenemeyeceğini vurgulayarak şu sözleri söyledi:

“Yaşam alanlarımızı tehdit eden projelere karşı mücadele, hepimizin sorumluluğudur. Bu mücadele herhangi bir siyasi partinin hedeflerine hizmet etmekten çok daha fazlasını kapsar; toplumun ve doğanın geleceğini ilgilendirir. Bizler, atalarımızdan aldığımız bu mirası, gelecek nesillere sağlıklı bir şekilde devretmek zorundayız. Artık bu tehditlere kayıtsız kalamayız.”

Panelde, geçmişte Gümüşhane Salınbaş Altın Madeni Projesi kapsamında yaşanan olumsuzluklar da tartışıldı. Elyesa Uygun, Gümüşhane’deki yanlış uygulamaların tekrar edilmemesi gerektiğini belirterek şunları söyledi:

“Gümüşhane’de yaşananları gördük. O proje, yalnızca doğayı değil, insan yaşamını da olumsuz etkiledi. Ardanuç’ta aynı hataların yapılmasına izin vermemeliyiz. Bunun için bilgilenmeye, dayanışmaya ve örgütlenmeye ihtiyacımız var.”

Panelin sonunda, Artvin halkına ve çevre dostlarına, doğayı savunma adına dayanışma içinde hareket etme çağrısı yapıldı. Doğal kaynakları korumanın sadece bugünü değil, geleceği de savunmak anlamına geldiği vurgulandı. Katılımcılar, siyanürle altın madenciliğine karşı daha fazla farkındalık yaratılması ve mücadelelerin bilimsel temellere dayandırılarak sürdürülmesi gerektiğini ifade etti.

Bu panel, Artvin’de doğa savunuculuğu adına önemli bir adım olarak görülüyor. Bölge halkı, yaşam alanlarını ve doğasını korumak için her geçen gün daha fazla örgütleniyor ve bu tür etkinliklerle farkındalık yaratmayı sürdürüyor.

Artvin’in doğal güzellikleri ve biyolojik çeşitliliği için verilen bu mücadele, sadece bir bölgesel çaba değil, aynı zamanda çevre bilincinin ulusal ölçekte yayılmasını hedefleyen bir hareket olarak dikkat çekiyor.