Dernek Başkanı Gülşen Kurul'un okuduğu açıklama, kadın hakları, Atatürk'ün kadınlar için yaptığı devrimler ve günümüzde kadınların karşılaştığı zorluklara dikkat çekti. Açıklamaya, dünya genelindeki kadın hareketlerinin tarihsel gelişimini anlatan bir bakış açısıyla başlandı. 8 Mart'ın tarihçesine dair bilgi veren Gülşen Kurul, “8 Mart 1857'de ABD'de 40 bin kadın işçisinin ücretlerinin ve çalışma koşullarının düzeltilmesi talebiyle başlattıkları greve yapılan polis saldırısı sırasında çıkan yangında 129 kadının can vermesi üzerine sonraki yıllarda 8 Mart'ın 'Dünya Kadınlar Günü' olarak tanınması önerisi Clara Zetkin ve Rosa Luxemburg gibi devrimcilerin öncülüğünde dillendirilmiş, 1911 yılında Avusturya, Danimarka ve İsveç'te yüzbinlerce kadın 8 Mart 1857 kurbanlarını anma gösterileri yapmış ve nihayet 1977 yılında Birleşmiş Milletler 8 Mart'ı 'Kadın Hakları İçin Birleşmiş Milletler Günü' ilan etmiştir.” dedi.
Kurul, kadınların dünya genelinde ve özellikle Türkiye’de hâlâ eşitlik ve özgürlük mücadelesi verdiklerini belirtti. Bu mücadeleye rağmen, sadece sınırlı sayıdaki gelişmiş ülkelerde somut bir ilerleme sağlanabildiğini vurguladı. Türkiye’deki kadınların durumunun da iç açıcı olmadığını belirten Kurul, Atatürk’ün kazandırdığı haklara ve devrimlere dikkat çekerek, “Kadınlarımız, Kemalist Aydınlanma Devrimleri ve özellikle 1926 Türk Medeni Kanunu ile ailede, eğitimde, siyasette ve çalışma yaşamında çok değerli, çok önemli kazanımlar elde etmişlerdir. Birçok Avrupa ülkesinden yıllar önce seçme ve seçilme hakkına kavuşmuş, eğitimden sağlığa, adaletten dış politikaya kadar her alanda yerlerini almışlardır. Türkiye Cumhuriyeti aynı zamanda bir Kadın Devrimidir.” şeklinde konuştu.
Atatürk’ün Cumhuriyet devrimlerinin kadınlar için bir dönüm noktası olduğunu ancak son yıllarda kadınların bu haklarını yeterince koruyamadığını ifade eden Kurul, “Kadınlarımız, Büyük Atatürk ve Laik Cumhuriyet sayesinde elde ettikleri hakları, dinci baskılara boyun eğen sağ iktidarların aymazlıkları nedeniyle günümüze yeterince taşıyamamışlardır. Maalesef günümüzde kadınlarımız sokakta güven içinde yürüyememekte, erkek şiddetinden azade bir şekilde yaşayamaz hale gelmişlerdir.” dedi.
Kurul, konuşmasında Atatürk’ün kadın hakları konusunda söylediği önemli sözlere de yer verdi. Atatürk’ün “Bir toplum, bir millet, erkek ve kadın denilen iki cins insandan meydana gelir. Mümkün müdür ki, bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça, diğer kısmı göklere yükselebilsin!” şeklindeki sözünü hatırlatan Kurul, Atatürk’ün kadının insan olarak eşitliğini vurgulayan bir lider olduğunu belirtti. Ayrıca, Atatürk’ün “Dünyada hiçbir milletin kadını 'Ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu Kadını kadar emek verdim' diyemez.” sözlerine de değindi.
Kurul, bugün Türkiye’deki siyasi iktidarın, Türk Kadınını Cumhuriyet’in özgür ve saygın yurttaşı olmaktan çıkarıp, çalışmaktan uzaklaştırarak, eve kapatarak, erkeğe ve iktidara mahkûm etmeye çalıştığını ifade etti. Bu zihniyetin, kadınları adeta köle konumuna getirmeye çalıştığını söyleyen Kurul, “Siyasal İslamcılar, kadınları kaderci, suskun ve hak bilincinden yoksun bir yığın olarak görmek istiyorlar. Kadına yönelik şiddet ve kadın hakları ihlalleri, maalesef günümüzde artan bir şekilde devam etmektedir.” dedi.
Atatürkçü Düşünce Derneği Artvin Şubesi olarak, 2025 yılında kadınların tacize uğramadığı, katledilmediği ve saygı gördükleri bir yıl olmasını dileyen Kurul, “Kadınların hak ve özgürlük mücadelesi devam etmektedir. Çağımızda kadın dayanışması çok güçlüdür ve bizler, 'Dünya üzerinde gördüğünüz her şey kadının eseridir!' diyoruz. Atatürk ilke ve devrimlerine sarılmak, Cumhuriyetimizin kuruluş ayarlarını terk etmemek, akıl ve bilim yolundan sapmamak, ülkemizdeki kadınların haklarını yeniden kazanmalarını sağlayacaktır.” şeklinde sözlerini sonlandırdı.
Açıklamanın sonunda, ADD Artvin Şubesi, 8 Mart 1857’de hayatını kaybeden kadın işçileri anarak, tüm kadın yurttaşların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutladı. Ayrıca, kadın hakları ve özgürlüklerinin korunması için Atatürk Cumhuriyeti’ne yeniden dönüşün önemini vurguladı.