SİYASET

“Adab-ı Muaşeret”

Saadet Partisi Artvin İl Başkanı Gültekin Soydan “Adab-ı Muaşeret” başlıklı bir açıklama yayınladı

Abone Ol

İyi bir Müslüman kötülüğü iyilik yaparak yok edeceğini belirten Saadet Partisi Artvin İl Başkanı Gültekin Soydan, “İslam; edep, ahlak, incelik, nezaket, kibarlık, görgü ve medeniyet demektir. Müslüman; efendidir, edeplidir, hayâlı ve iffetlidir. Müslüman, güzel ahlakıyla fert ve topluma örnek olan kimsedir” dedi.

Soydan yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı;

“Edeb; güzel hallere ve huylara sahip olma ve utanılacak hareketlerden sakınma, her hususta haddini bilip, sının gözetme hâlidir. Adab; edebin çoğuludur ve edebler, güzel huylar, iyi haller ve davranışlar; her konuda haddini bilip sınırı aşmamaktır. Muageret; insanların birbirleriyle görüşmelerinde ve işlerinde karşılıklı uymaları gereken usuller ve kurallardır. Müslüman'ın edebi, irfam, asaleti, olgunluğu ve nezaketi anlaşmazlık zamanında belli olur. Olgun ve terbiyeli Müslüman; her halde mürüvvetten, cömertlikten, yiğitlikten, mertlikten, adaletten, insaftan ayrılmaz. Konuşur ve yazarsa hayır söyler ve hayır yazar.  İyi bir Müslüman kötülüğü iyilikle def eder. Helale ve harama dikkat eder. Marufu ve münkeri, haynı ve şerri, hakkı ve batılı bilir. Fitne, fesat ve nifak çıkartmaz. Doğrudur, dürüsttür, emindir, kendinden önce kardeşini düşünür. Yaptığı iyilikleri başa kakmaz. Kin tutmaz, Allah'ın dostlarını dost, düşmanlarını düşman bilir. Kibar, asil, görgülü bir insan asla gıybet etmez. İslam; edep, ahlak, incelik, nezaket, kibarlık, görgü ve medeniyet demektir. Müslüman; efendidir, edeplidir, hayâlı ve iffetlidir. Müslüman, güzel ahlakıyla fert ve topluma örnek olan kimsedi

1- Herkese karşı tatlı dilli, güler yüzlü, açık kalpli olmak: Bir Müslüman, daima güler yüzlü bulunur, hiçbir kimseyi asık bir çehre ile karşılamaz. Peygamberimiz: "Şüphe yok ki Allah Teâlâ mülayim huylu, açık yüzlü kimseyi sever" buyurur.

2- Herkes ile güzelce görüşmek, halka eziyet vermekten kaçınmak: İyi bir Müslüman, dilinden ve elinden Müslümanların emin olduğu, zarar görmediği kişidir.

3- Halkın eziyetlerine katlanmak, kötülüğe karşı iyilikle muamelede bulunmak: Dünya ve ahiret ehlinin en faziletli ahlakı, gelmeyene gitmek, sila-i rahim yapmak, vermeyene vermek, zulmedeni affetmektir. Sıla-i rahim, ömrü uzatır, rızkı genişletir.

4- Dargınlığa son vermek: Müslümanlar, aralarında bir dargınlık yüz gösterirse hemen barışırlar, birbirini üç günden fazla terk etmezler. Müslümanların gönüllerinde düşmanlık, kin ve nefret duygusu olmaz.

5- Araları düzeltmeye gayret etmek: Bir Müslüman, iki mümin kardeşi arasında her nasılsa bir dargınlık yüz göstermiş olduğunu görünce, aralarını bulmaya, o dargınlığı giderecek çare aramaya çalışır. Sadakanın en faziletlisi, dargın kimselerin aralarını bulup ıslah etmektir.

6- İnsanların kusurlarını araştırmamak, ifşa etmemek, bilâkis örtmeye çalışmak: Müslümanlar, kimsenin ayıplarını araştırmazlar, kimsenin şahsına ait kusurlarını meydana çıkarıp teşhir etmeye çalışmazlar. Bunun aksine hareket, dinen yasaktır. Bir kul, diğer bir kulun kusurunu örterse, Allah Teâlâ da onun günahını kıyamet gününde örter.

7- Dostları arkalarından müdafaa etmek: Bir Müslüman, lüzum görüldükçe dostlarını, dava arkadaşlarını arkalarından müdafaa eder, onların haklarındaki yanlış fikirleri düzeltmeye çalışır. Kul, mümin kardeşinin yardımında oldukça, Allah da kulun yardımındadır.

8- İnsanların kalplerini kötü zandan korumak için töhmetli yerlerden uzak bulunmak: Bunun aksine hareket, birçok kimselerin günaha girmesine sebep olur, insanlar arasında dedikoduya, dargınlığa meydan verir.

9- Farklı halk sınıflarıyla, mevkilerine göre sohbette, münasebette bulunmak: Herkese kabiliyetine göre hitap etmeli, bir alimden, bir zahitten, bir zenginden beklenilen vasıfları bir cahilden, bir fasıktan, bir fakirden beklememelidir.

10- Ihtiyarlara hürmet, çocuklara, düşkünlere merhamet ve şefkat göstermek: Müslümanlıkta büyüklere karşı saygı, küçüklere karşı sevgi bir esastır. Olgun ve terbiyeli bir Müslüman büyüklerine hürmet eder, hiçbir şekilde saygısızlık etmez. Küçüklere şefkat gösterir, merhamet eder; kendisinden küçük olanları ezmez.

11- Hayırsever olmak, yardımlaşma ve dayanışmada bulunmak: Müslümanlar, herkesin hakkında hayır diler, herkese karşı yardımda bulunmaktan bir zevk duyarlar. Kendisi hakkında hayırlı görüp istediği bir şeyi, mümin kardeşi hakkında da istemeyen kimse, Islam ahlakının temiz esaslarına riayet etmemiş olur.

12- "Selam vermek: Selam vermek bir sünnettir, bir dostluk, bir emniyet alâmetidir. Selam almak da bir farzdır.

13- Musafaha yapmak; tokalaşmak: İki Müslüman bir araya gelince birbirinin elini tutar. Salat-ü selam okur, birbirinin hatırını sorarlar.

14- Aksirana karşı hayır ve bereketle dua etmek: Şöyle ki bir Müslüman aksırınca: "Elhamdülillah" der, yanındaki Müslüman kardeşi de "yerhamükümüllah = Allah size rahmet etsin" diye dua eder, aksiran şahıs da: "yehdina ve yehdikümüllah = Allah Teâlâ bizleri de sizleri de hidayette daim buyursun" diye karşılıkta bulunur.

15- Meclislerde temiz ve adaba uygun bir halde bulunmak: Müslümanlar meclislerde yıkanmış, temiz ve hatta abdestli bir halde toplanırlar, görünümleri temiz, elbiseleri temiz bulunur.

Dostları ziyaret, muaşeret kurallarındandır. İkramda bulunmak bir fazilettir. Bir Müslüman, mümin kardeşinin davetine icabet eder. Ziyafetinde bulunur. Hürmet için ayağa kalkmak da bir muaşeret kuralıdır. Bu dostluğu kuvvetlendirir. Değerli zatların ellerini öpmek de bir başka muaşeret kuralıdır. Müslümanlar; komşuluk haklarına riayet ederler. Hastaları ziyarette bulunmak, faziletli bir şeydir. Müslümanlar, hasta olan dostlarını, komşularını münasip zamanlarda gidip ziyaret eder. Afiyetlerine duada bulunurlar. Bu Müslüman'ın Müslüman üzerindeki hakkıdır. Müslüman, karşılaştığında kardeşine selam verir, davetine icabet eder, ona nasihat eder, aksırdığında, hamd ederse teşmitte bulunur, hastalandığında ziyaret eder, öldüğünde cenazesine katılır. Cenazeye katılmak mühim, sevabı çok olan bir kardeşlik vazifesidir. Kabir ziyaretinde bulunmak, ölümü hatırlatır, uyanmaya vesile olur. İslam, hayatın bütününe hitap eden mükemmel bir din ve düzendir. İslam, konuşulacak şey değil yaşanacak şeydir. Müslüman, Allah ve Resulüne karşı gelmekten sakınır. Her Müslüman, Hucurat Suresi'ni dikkatlice okumalıdır. Orada zikredilen edeplere dikkat etmelidir. Selam hidayete tabi olanlara.”

Ayşe ÖZDER