Saadet Partisi Artvin İl Başkanı Gültekin Soyadan, yaklaşan 2023 seçimleri hakkında değerlendirme yaparak, 6’lı masanın seçimi kazanmak için yapması gerekenler hakkında açıklamalarda bulundu.

Hüseyin Merttürk Yeniden Aday
Hüseyin Merttürk Yeniden Aday
İçeriği Görüntüle

Soydan, “Türkiye; tarihinin en mühim seçimine hazırlanıyor. Bu seçim, ülkemiz, bölgemiz ve insanlık için, olmak veya olmamak bakımından önemli sonuçlar doğuracağı muhakkaktır. Dünya derin devletinin ayakta tutmaya çalıştığı "Erdoğan" merkezli Cumhur Ittifakı bileşenleri, yirmi yıllık AK Parti iktidarı döneminde ortaya konulan politikaların devamı için milletten destek istiyorlar. Tercih edilen yanlış politikaların sebep olduğu ahlâki ve manevi tahribata, ekonomik yıkıma, dış politika faciasına rağmen, hangi vaatlerle milletin desteğini elde edecekleri merak konusudur” dedi.

“Ülkenin içinde bulunduğu kötü gidişattan rahatsızlık duyan altı muhalefet partisi lideri bir masa etrafında bir araya gelmiş ve ülkeyi içine sürüklendiği bunalımdan kurtarmak için kolları sıvamışlardır.” diyen Soydan, 6’lı masanın seçimi kazanması için uygulaması gereken politikalardan bahsederek şu ifadeleri kullandı:  “Bu masanın başarıya ulaşması, milli kurtuluş harekâtı şuuruyla işleri ele almasına bağlıdır. Allah'ın rızası, milletin refah ve saadeti her şeyin üstünde tutulmalıdır. Türkiye'nin tarihteki şerefli yerini alabilmesi için "hakkı üstün tutmak" zihniyetinin etrafında kenetlenmeli ve fikir birliğine varılmalıdır. İstikbalin büyük ve güçlü Türkiye'si haline gelmemiz, böyle bir zihniyetle mümkündür. Başka eğilimler, hedefe varmayı zorlaştırır. Altili Masa; maddi kalkınma kadar manevi kalkınmayı da gündemden düşürmemelidir. Milletimizin sahip olduğu milli şuurda, maddi ve manevi kalkınmayı sağlayacak, azim, irade, karar ve iman vardır. Türkiye; maddi kalkınma ile sanayi ve teknolojide dünyanın en ileri ve güçlü ülkesi olurken manevi kalkınma ile de dünyaya ahlâk ve fazilet örneği bir millet olur. Bunun böyle olması yedi şeye bağlıdır. 1-Maneviyatçılık; maneviyat olmadan, maddi ve manevi kalkınma olmaz. 2-Adil Düzen; faiz ve haksız kazancın olmadığı, emeğin korunduğu, üretimin teşvik edildiği bir düzene geçilmeden maddi ve manevi kalkınma hayal olur. Faizle kölelik gelir, fakirlik gelir, açlık gelir. 3-Hakkı üstün tutan medeniyet anlayışı Batı'nın kuvveti üstün tutan medeniyet anlayışından üstündür. Saadet, Islam'ın ulvi prensiplerindedir. Türkiye; kendi müktesebatıyla ayağa kalkabilir. 4-Yeni Bir Dünya; yeni bir saadet dünyası kurulmadan insanlık huzura ve barışa kavuşamaz. Bu günkü Yahudi'nin dünyasıyla saadete erişilmez. 5- AB'ye gireceğiz İsrail'e vilayet olacağız gayesi, Türkiye'yi bölünmeye götürür. Bunun yerine D-8, D-60, D-160'şın esasa alınması Türkiye'yi lider ülke yapar. 6-Lider ülke olmak; bu, müstemleke tipi kalkınmayla olmaz, taklitçilikle, işbirlikçilikle lider ülke olunmaz, yerli, milli ve dengeli kalkınma ile lider ülke olunur. 7-Taklitçilikle Türkiye adım adım yok olamaya gider, şahsiyetli dış politika Milli Görüş ile gerçekleşir.

“üç temel fikir ve millî görüş”

1946 yılından itibaren ülkemizde çok partili hayata geçildi. Bu tarihten itibaren siyasi hayatımızda muhtelif partiler yer aldı. Bunların içinde bir kısmı uzun yıllar iktidarda kaldı. En uzun iktidarda kalan ise AK Parti oldu. Milletimiz böylece, taklitçi ve işbirlikçi zihniyetlerin ülkemizi hangi noktalara hangi krizlere getirdiğini fiilen deneyerek gördü. Türkiye'de kurulan partiler kendilerini çeşitli şekillerde ve görüşlerle ifade ettiler. Üç temel fikir ortaya çıktı; 1-Milli Görüş, milliciler, 2-Liberal Görüş, sağcı ve muhafazakâr demokrat işbirlikçiler, 3-Solcu Görüş, solcu ve sosyal demokrat işbirlikçiler. Liberal ve solcu görüşler, Türkiye'yi, Batı'nın kapısına bağlanmış bir ülke yapmak isterken, Milli Görüş ise Türkiye'yi manen ve madden kalkındırarak lider ve öncü ülke haline getirmek istiyor. Bunun için Milli Görüş: "Yaşanabilir Bir Türkiye, Yeniden Büyük Türkiye ve Yeni Bir Dünya" kurma gayesine sahip tek hareket en mahir olduğu yöntemdir. Çok boyutlu çalışıyorlar. AK Parti, kendisini muhafazakâr demokrat, CHP kendisini sosyal demokrat olarak tanımlıyor. Erbakan Hoca'mızın tabiriyle birisi sağcı muhafazakâr işbirlikçi, diğeri solcu liberal işbirlikçi, aralarında yöntem farkından başka bir fark yok. Birisi severek ve okşayarak yok ediyor, öbürü, döverek ve ezerek yok ediyor. Son zamanlarda ülkemizde tuhaf olaylar oluyor. Suçu ve suçluyu korumak, suçu işleyenin kimliğine, yaşadığı çevreye göre vaziyet almak, suç ve suçludan ziyade, çevreye, inanca, meşrebe ve Islam'a saldırmak, kin ve nefretten beslenen inkârcılığın, münafıklığın, maneviyat düşmanlığının eseridir. Istismar, kim tarafından yapılırsa yapılsın, mücadele edilmelidir. Diyelim ki bir solcu tarafından yapıldı susacaksın, sağcı tarafından yapıldı, konuşup geçeceksin, Müslümanım diyen birisi tarafından yapılırsa asacaksın mantığı, bir ruh hastalığı halinden başka bir şey değildir. Imtihanın en zoru kişinin kendi ailesi ve çevresi ile yaşadığı imtihandır. Kimi CHP'liler ve radikal sol guruplar, ayaklarına bir diken batsa, neden bunu hep Islam'dan ve Müslümanlıktan biliyorlar? Tavsiyem; kin ve nefretlerini Islam'ı okuyarak tedavi etmeleridir.

“Güvenilir Olmak”

İslam toplumundan birisi bir suç işlese, kimi CHP'liler ve radikal sol guruplar, İslam'a Müslümanlara ve İslam'a hizmete etmekle şöhret bulmuş, tarikatlara ve cemaat ve hareketlere saldırmayı alışkanlık haline getirdiler. Bu konuda bir tasnif de yapmıyorlar, toptancı davranıyorlar. Bütçe görüşmelerinde bir CHP'li, kendisini öyle kaptırmış ki Milli Görüş'ün en kıymetli kuruluşlarından AGD'yi de, zararlılar arasına yazıvermiş. Bu CHP'liye sormak istiyorum. Sen AGD'yi, saldırdığın Hira Nur Vakfını ve Yusuf Hoca'yı tanıyor musun? Tanıdığını sanmam, tanisan böyle konuşmazsın. Hepimiz çeşitli hatalar yapabiliriz. Bunu islah etmek varken, niçin yaraları kangren haline getiriyoruz? Biz Milli Görüşçüler, şuurlu Müslümanlar olarak üslubumuza dikkat ettikçe niçin sizler bize kurşun sıkıyorsunuz? Bu ülke hepimizin, bu ülke kurtulacaksa, güzel ahlakı esas alarak kurtulacaktır. Güzel ahlakın en önemli esaslarından birisi de güvenilir olmaktır. Bil ki mülkün sahibi de, iktidarı veren de alan da Allah'tır. Allah ile savaşılarak elde edilecek bir iktidar, fert ve toplum için zillet olur. AK Parti'nin iktidarı böyle olduğu için millet zelil oluyor. Zorumuz; zilletten kurtulup, izzete kavuşmak ise bunun tek çaresi Millî Görüş'e sarılmak ve adil düzeni benimsemektir. “

Ayla ALKAN

 

Muhabir: TE Bilisim