CHP Sözcüsü Öztrak, Cumhurbaşkanlığında iki dönemi dolduran Erdoğan’ın anayasa gereği, ancak TBMM’nin seçimi yenileme kararı vermesi halinde üçüncü kez aday olabileceğini belirterek, “Kendi ifadeleriyle, bu ‘Kronometreyi sıfırlamanın’ tek yolu var. O da seçimin, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından yenilenmesi. Hodri meydan! Partiniz Meclis’e, seçimi, 6 Nisan’dan önceki son pazar olan ‘2 Nisan 2023 günü’ yapmak için teklif getirsin. Biz de destekleyelim” dedi
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, bugün Genel Merkez’de, MYK gündemine dair yaptığı açıklamada şunları belirtti:
Merkez Yönetim Kurulu toplantımız sürüyor. Bugün toplantımızın gündeminde, seçimleri kaybedeceğini artık anlayan, tek kişilik Saray Hükümetinin, her geçen gün zirve yapan milli iradeyi hiçe sayan siyasetinin, panik içinde uyguladığı seçim ekonomisinin, ülkemize ve milletimize çıkardığı, her gün biraz daha ağırlaşan fatura ve bunun karşısında bizim yapacaklarımız vardı.
“Ucube Rejim Beka Sorunudur”
Bundan 33 yıl önce, hain bir suikastla yitirdiğimiz, çağdaş Türkiye idealinin savunucusu, Prof. Dr. Muammer Aksoy’u, dün bir kez daha andık. Rahmetli Aksoy yıllar önce, “Devlet Hukukla Yaşar” başlıklı yazısında; “Sınırsız hâkimiyet, kime ait olursa olsun ve kimin tarafından kullanılırsa kullanılsın istibdat ve zulme götürür” demişti. Hukuk ve adalet, devletin temel direğidir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denen, ucube yönetim, devletin temel direğini hızla çökme noktasına sürüklüyor. İşte biz bu nedenle, “Ucube tek kişilik rejim, devletimiz için artık bir beka sorunudur” diyoruz.
“Yaş Mağduriyetini Bitiriyorum Derken Prim Mağduriyeti Yaratmayın”
Sözde bu sistem sayesinde, hızlı karar alınacaktı. Ama bu ucube rejimde, bıraktık hızlı karar almayı, hükümet doğru düzgün karar alamaz hale geldi. Hatasız, eksiksiz bir Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi yayınlanamıyor. Bir rektör atamasını bile doğru düzgün yapamıyorlar. “Seçim kaybedeceğimi bilsem de yapmam” diye, büyük laflar edip, sonra da seçimi kaybedeceğini anlayınca, tükürdüklerini yalamak zorunda kalanlar, EYT düzenlemesini yaptık yapacağız diyerek mağdurları aylarca beklettiler. Sonunda da Meclis’e bir düzenleme sundular. Ama bu düzenlemede evlere şenlik… 2 milyondan fazla EYT’li Mart’ta emeklilik beklerken, ancak yarısının bu düzenlemeden yararlanabileceği anlaşılıyor. Emeklilikte Yaşa Takılan mağdurlar gitti Prim Gün Sayısı Mağdurları geldi. Sözünüzü yerine getirin, EYT’yi bitiriyoruz deyip EPT mağduru yaratmayın. İnsanları Emeklilikte Prime Takmayın. Vatandaşlarımızın haklarını tam olarak verin. Nasıl olsa ödemeleri siz yapmayacaksınız. Parayı biz vereceğiz. Hep söylüyoruz; bütçe bir tercih meselesidir. Bizim tercihimiz yandaştan yana değildir, hep milletimizden, hep mağdurdan yana olacaktır.
“Kronometreyi Sıfırlamanın Tek Yolu Var: 2 Nisan’da Sandığı Getirin”
Bu ucube sistem, millete daha fazla refah vadetti. Ama olan refahı da alıp götürdü. Milli gelirimiz, bu rejimin düğmesine basıldığında 958 milyar dolardı. Bugün 840 milyar dolara düştü. Bu ucube sistem, OHAL şartlarında, mühürsüz oylarla yapılan ve yüzde 50’den biraz fazla oyla kabul edilerek, milleti ortadan ikiye bölen, yalan ve dolanın başrolde olduğu bir referandumla kabul edildi. Erdoğan, 2017’de referandum öncesinde, “Cumhurbaşkanının Meclis’i fesih yetkisi yok” demişti. Şimdi aynı Erdoğan, “14 Mayıs’ta seçim için yetkisini kullanacağını” söylüyor. Hangi yetkisini? Adına fesih demeden, tek kişinin kararıyla, koskoca Meclis’i seçime götürme yetkisini. 2017’de, tarihin en düşük oy oranıyla kabul edilen, mevcut Anayasa değişikliğinde, Cumhurbaşkanının, ancak iki dönem seçilebileceği hükmünü değiştirmediler. O dönemde Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan Erdoğan’ın bu hükme tabi olmayacağını, yapılan değişikliğin, mevcut dönemi kapsamayacağını, bir dönem sonra uygulanmaya başlayacağını millete söyleyen herhangi bir geçici maddeyi bu anayasa değişikliğinin içine koymadılar. Peki, Sarayın anayasa uleması ne yaptı? Anayasa’nın 116. Maddesine, “Cumhurbaşkanının ikinci döneminde, meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir” diye açıkça yazdı! Kim yenileyecekmiş meclis tarafından karar verilecekmiş. Yani kendi ifadeleriyle, bu “Kronometreyi sıfırlamanın” tek yolu var. O da seçimin, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından yenilenmesi. O halde izlenecek yol bellidir, açıktır. Hodri meydan! Partiniz Meclis’e, Milletvekili Genel Seçimini ve Cumhurbaşkanlığı seçimini, 6 Nisan’dan önceki son pazar olan, “2 Nisan 2023 günü” yapmak için teklif getirsin. Biz de destekleyelim. Hukukun dolambaçlı yollarından medet ummayın. Mağdur yaratmaya kalkmayın. Kaybedeceğinizi anladığınız seçimden, kaçmanın yollarını aramayın. Kendi çıkarttığınız Anayasaya uyun. Ağız tadıyla yarışalım. Milletin mihenk taşına hep beraber vurulalım, ak koyun, kara koyun belli olsun. Erdoğan’ı milletimizin oylarıyla, evine göndermenin bir keyfini yaşayalım.
“Elinizden Geleni Yapın, Biz Hak-Hukuk-Adalet Diyeceğiz”
Seçimler yaklaşırken, Saray, milli iradeyi hiçe sayarak, Millet İttifakı’nın belediyelerine çökme operasyonlarını yürütüyor. Bir yandan da TBMM’de dokunulmazlık kaldırma süreci işletiyor. Tuhaf bir dokunulmazlık kaldırma süreci. Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş’in Başkentin göbeğinde güpegündüz katledilmesi olayına karışan milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılmasına dair herhangi bir talep yok. İçişleri Bakanı’nın söylediği mafyanın 10 bin dolar maaşa bağladığı milletvekilinden, onun dosyalarından bir haber yok. Borsa İstanbul’daki milyonlarca dolarlık rüşvet ağında ismi geçen kendi milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasına dair herhangi bir dosya yok. FETÖ borsalarına karışan milletvekillerine ait bir dosya yok. Bunların hiç biri hakkında bir dokunulmazlık süreci işlemiyor. Ama 2 bine yakın dokunulmazlık dosyası içinden Millet İttifakı’na mensup iki milletvekilinin dosyası çekiliyor. Dokunulmazlıklarının hızla kaldırılması için düğmeye basılıyor. Bizim milletvekilimiz ne yapmış? Cinayet mi işlemiş, haram mı yemiş, rüşvet mi almış, mafyadan 10 bin dolar mı almış? Hayır! Ya ne yapmış? Mahkemenin, belediye başkanımıza yaptığı haksızlığa isyan etmiş. Siz, elinizden geleni ardınıza koymayın. Biz hak, hukuk, adalet demekten hiç korkmayacağız. Milletimiz sizin ne yaptığınızı görüyor, notunuzu veriyor. Tasdiknamenizi elinize tutuşturmak için artık dört gözle sandığı bekliyor.
Haber Merkezi