Artvin Demokrasi Platformu tarafından “12 Eylül Darbesini Unutmadık” temasıyla yapılan açıklamayı platform adına Seyfettin Altıkulaç gerçekleştirdi. Altıkulaç, konuşmasında darbenin Türkiye tarihinde bıraktığı derin izleri ve günümüzdeki etkilerini detaylı bir şekilde değerlendirdi.

Altıkulaç, 12 Eylül 1980 darbesinin ABD operasyonu olarak gerçekleştirildiğini ve bugün tek adam rejimiyle devam ettiğini belirterek, darbeden kurtulmanın yolunun mevcut iktidarı alaşağı etmekten geçtiğini vurguladı. Türkiye’de milyonlarca insanın hayatını karartan, ülkenin geleceğini çalan bu sürecin 1980’de Kenan Evren ve Milli Güvenlik Konseyi ile başladığını ifade eden Altıkulaç, bugün Erdoğan-Bahçeli ikilisiyle devam eden sürecin, darbenin etkilerini derinleştirdiğini söyledi.

Altıkulaç, darbenin ardından ülkede onarılması güç hasarlar bırakıldığını, ancak kesintisiz devam eden direnişin umudu büyüttüğünü belirtti. Milyonlarca insanın özgürlük, demokrasi ve barış için gösterdiği tavrın tek adam rejimini çaresiz bıraktığını aktaran Altıkulaç, halkın iradesinin mevcut iktidarı yenecek güce ulaştığını ifade etti. ABD eliyle gerçekleştirilen darbenin Türkiye’de 45 yıldır hüküm sürdüğünü ve ülkeye işsizlik, yoksulluk ve acıdan başka bir şey vermediğini dile getirdi.

Whatsapp Görsel 2025 09 12 Saat 13.57.44 3Cb70F65Altıkulaç, Türkiye’nin 1950’li yıllardan itibaren adım adım ABD yörüngesine sokulduğunu ve buna karşı verilen mücadelenin darbeler ve katliamlarla bastırılmaya çalışıldığını söyledi. 12 Eylül darbesinin ABD eliyle Türkiye’nin dizayn edilme girişimi olduğunu belirten Altıkulaç, darbeyi yaptıranların ülkeye biçilen role uygun iktidar modellerini de hesapladığını ifade etti. Turgut Özal’la başlayan ve Erdoğan’la devam eden sürecin, darbenin izlediği yolun ABD talimatıyla sürdürüldüğünü aktardı.

Darbe sonrasında halkın tüm katılım mekanizmalarının yok edildiğini, siyaset alanının elitlerin mesleği haline getirildiğini ifade eden Altıkulaç, İslamcı zihniyetin eğitimden yargıya kadar yaygınlaştırıldığını ve tarikatların, cemaatlerin beslenerek SOL-sosyalist hareketlerin bastırıldığını belirtti. Cumhuriyetin kurumlarının tasfiyesiyle liberal bir dönüşümün inşa edildiğini aktaran Altıkulaç, 1980 öncesi halkın siyaset yapabildiği örgütlerin yok edilerek yerine tek adam diktatörlüklerinin konulduğunu vurguladı.

Altıkulaç, işçilerin, öğrencilerin ve halkın yeni yönetim modellerinin asker postalı ve Evren’in sesiyle bastırıldığını dile getirerek, siyasi partilerdeki lider sultası ve yüksek seçim barajlarıyla siyaset alanının daraltıldığını belirtti. Evren’in başlattığı bu yolda Özal, Demirel ve Çiller gibi isimlerin rol oynadığını, ancak Erdoğan’ın ve özellikle 12 Eylül 2010 referandumunun ardından AKP iktidarının, tek adam rejiminin önünü açan bir süreç olarak değerlendirilmesi gerektiğini aktardı.

Whatsapp Görsel 2025 09 12 Saat 13.57.44 51C25E2012 Eylül darbesinin siyasal İslamcılığı devlet politikası haline getirdiğini ve ABD eliyle Ortadoğu’da farklı coğrafyalarda İslamcı örgütlerin desteklendiğini belirten Altıkulaç, darbeci generallerin en önemli görevinin ülkeyi ABD emperyalizmiyle uyumlu hale getirmek olduğunu söyledi. Siyasal İslamcı hareketin hem Türkiye’de hem de Ortadoğu’da stratejik bir ortak olarak şekillendirildiğini aktaran Altıkulaç, AKP’nin piyasayla uyumlu, neoliberal dönüşümü gerçekleştirebilecek ve ılımlı İslamcı bir model olarak gösterildiğini vurguladı.

Artvin TSO’dan Cumhuriyet Başsavcısı Murat Çalış’a Ziyaret
Artvin TSO’dan Cumhuriyet Başsavcısı Murat Çalış’a Ziyaret
İçeriği Görüntüle

Altıkulaç, bugün bu politikaların İsrail-ABD ortaklığıyla devam ettiğini, Ortadoğu’da mezhep ve kimlik üzerinden çatışmaların körüklendiğini, benzer senaryonun Türkiye’de de devreye sokulmak istendiğini ifade etti. Bahçeli-Erdoğan ikilisinin, etnik ve mezhepsel kimlikler üzerinden yeni rejimin ana kolonlarını oluşturmayı planladığını belirten Altıkulaç, bu sürecin varacağı yerin saltanat ve tek adam rejimi olacağını söyledi.

Konuşmasının sonunda Altıkulaç, cuntanın tek adam rejimiyle devam ettiğini, bunun sadece politik ve ideolojik bir devam olmadığını, cuntanın hazırlayıcıları ve faillerinin iktidarda olduğunu vurguladı. 12 Eylül öncesi ve sonrası sürecin, emperyalizmin rolü, katliamlar ve siyasal İslam stratejilerinin uygulanması açısından sorgulanması gerektiğini belirten Altıkulaç, darbenin bugünkü mevcut rejimle olan bağlantısını açıkça ortaya koyduğunu ifade etti.

Altıkulaç, “Er ya da geç ülkemizi kan deryasına çeviren, en güzel çocuklarımıza kıyan eli kanlı katiller ve onları yönlendirenler bunun hesabını verecektir. Er ya da geç darbeciler ve işkenceciler halka hesap verecektir. Er ya da geç 12 Eylül’ü bugün yaşatan zihniyet bunun hesabını verecektir. Kahrolsun faşizm, kahrolsun emperyalizm, kahrolsun şovenizm. Devrim için düşenler onurumuzdur. Gün gelecek, devran dönecek, darbeciler halka hesap verecek” dedi.

Muhabir: Ali Eray ÇELİK